25 Kasım 2009 Çarşamba

Gaziantep Notları

Bu şehri anlatmak için nereden başlamak gerekir bilmiyorum. Sanırım yemeklerden.. evet en çok da yemeklerden. Eve dönerken notlarını aldığım dükkanların tamamı yemek üzerine. En güzel katmer hangi pastanede, en çıtır su böreği hangi börekçide, en orijinal baharatlar ve yemişler hangi aktarda... Eve gelip de, Gaziantep'deyken sırt çantamın yetmeyeceğini anlayıp satın aldığım büyük çantayı boşaltmaya başladığımda, neredeyse evin bir aylık yiyecek ihtiyacını karşılayacak malzeme getirmiş olduğum, ev halkınca kibar bir dille tarafıma iletildi. Elbette, gözleri yuvalarında dönerek yedikleri katmer ve baklava sonrasında sanırım getirebildiklerimin kesinlikle yetersiz olduğunu farkettim :) çünkü baklava asla yeterli miktarda olamaz...

Tümünü YaslaBülbül Yuvası
Beni ailesiyle birklikte Antep'e davet eden sevgili has Ayintaplı arkadaşıma buradan tekrar sonsuz teşekkürler. Onların sayesinde, bir zamanlar bildikleri Anteple günümüzdeki Antep'i onların gözüyle görme şansını elde ettim. İşte gittiğim yerler ve tattığım lezzetler hakkında bir liste:
* Medusa Cam Müzesi, özel bir kolleksiyoncunun açmış olduğu çoğunluğu cam olmak üzere eski mezopotamya uygarlıklarına ait tarihi eserlerin sergilendiği ve eski bir antep konağına yerleştirilmiş bir müze. Nadir ve şaşırtıcı eserler barındırıyor. Örneğin, gülen bir heykel kafası bulunuyordu ki, şimdiye kadar bu kadar sırıtkan bir eski uygarlık heykeli görmemiştim, insanı güldürüyor gerçekten. Bu müzenin bir diğer özelliği ise çeşitli sanat atölyelerini bünyesinde barındrıması. Telkari atölyesi, cam atölyesi ve ipek dokuma atölyesi bunlardan bir kaç tanesi. Müzeden çeşitli hediyelik eşyalar, şarap, zeytinyağı ve atölyelerde üretilen çeşitli el sanatlarını alabilirsiniz.
* Savaş Müzesi ise, Antep'in Gaziantep oluşuna belgeler, fotoğraflar ve canlandırmalarla ışık tutan bir milli mücadele müzesi.
* Emine Göğüş Mutfak Müzesine gitmek istediysek de, öğle tatili olduğundan gidemedik. Tarihi mutfak eşyalarının ve Antep yemek kültürünün sergilendiği söyleniyor.
* Gaziantep Müzesinde ise Zeugma Antik Kentinden çıkarılan, meşhur Çingene Kız da dahil nefes kesici mozaikleri görebilirsiniz. Aldığım duyumlara göre bir yeni mozaik müze inşaatına devam ediliyormuş. Bu müzenin dünyanın ikinci en büyük (Tunus'dakinden sonra) mozaik müzesi olması bekleniyormuş. Anladığım kadarıyla mozaiklerin tarihi eser kaçakçılarının elinden kurtarmanın en iyi yolunun müze içerisine alınarak kilit altında tutulması. Çünkü kazı alanında teşhir edilince hırsızların işi daha kolay oluyor sanırım. Arkeologlar buluyor, kaçakçılar alıp götürüyor. Basit bir formül bulmuşlar.
Çingene Kız
* Geriye harika hanlar ve çarşılar kalıyor. Bunlar, yanlış hatırlamıyorsam Şehreküstü isimli yerdeler. Bakır işçiliği, yemeni ustaları, baharatçılar birbirine yakın bulunuyorlar. Kalenin sağ tarafından girip geniş bir daire üzerinde yürürseniz bir çoğunu görebilirsiniz. Ayrıca Büyük Han, Gaziantep'in bölgenin ticaret merkezi olduğunu kanıtlayan bir bina. İçerisinde züccaciyeden, tekstile, elektronik eşyaya kadar uzanan geniş yelpazede dükkanlar sıralanıyor.
Şimdi sıra bu işi bilenlerden öğrendiğim "insider" bilgilere geldi. Neyi nerede bulabilirsiniz:
* Kebap ve tatlı: İmam Çağdaş. Burada lahmacunu ve soğan kebabını mutlaka denemeli, ve bülbül yuvası tatlısını yemelisiniz.
Simit Kebabı
* Baharat: Saçı Beyaz. Buradan alışveriş yaparken arka taraftaki iyi ürünlerden istemeniz daha iyi olur. Daha pahalı olan ama has olan ürünler arka tarafta:) Üzüm pestiline muska şeklinde sarılı fıstık, ceviz sucuk, biber salçası, üzüm pekmezi, pul biber, antep fıstığı buradan alınabilir. Örneğin, fıstığın en makbul olanı ağaçta çatlayanı. Aklınızda bulunsun.
* Su böreği: Üçler Baklavacısı. Su böreği sevmem ben normalde ama bu baklavanın peynirli versiyonu gibi adeta.
* Katmer: Önder Pastanesi ya da Orkide Pastanesi. Katmeri ben ilk İkinci Bahar dizisinde Şener Şen'in Ali Haydar kılığında dizdiği namelerle tanıdım. Çiğ kaymak ve antep fıstığı ile yapılan, gözleme görüntüsündeki bu tatlı taze olarak sabah kahvaltılarında tüketiliyor. Yapımı da bildiğim kadarıyla sabahtan bitiyor. Yemek için acele etmek ve erken kalkmak gerek anlayacağınız. Ertesi gün hafif ısıtıp yenilebiliyor olsa da aynı tadı vermiyor.
* Tahin Helvası: Yetkin. Burada hafif ve lezzetli tahin helvaları bulunuyor. Çarşıların olduğu yerde, ara sokaklarda. Tenekeler içerisinde satışa sunulan helvalar için elbetteki çantamda yer vardı.
* Antep Yemekleri: Sahan Restoran. Eskiden fıstık, üzüm, baharat gibi ürünlerin satıldığı tarihi Şirehanını restorasyonu sonucu İstanbulda zincir halinde bulunan Sahan restoran buraya bir şube açmış. Yöresel yemekleri, ev yapımı lezzetinde olmsa da, bulabiliyorsunuz. Ayrıca Halep mutfağına ait yemekleri de mevcut.
* Ekşili Kış Dolması ve Ayva Aşı: Bunları tadabilmek için has Antepli çok sevdiğiniz bir arkadaşa ve onun misafirperver, becerikli, sıcacık evleriyle sizi ağırlayacak akrabalarına ihtiyacınız var. Sanırım bu öyle kolay kolay herkesin sahip olabileceği bir ayrıcalık değil.